SORGUNLİSESİ FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


sorgun lisesinin bir numaralı sitesi
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yapGaleri
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» öğretmenlerimiz resimleri
iki oduncu I_icon_minitimetarafından beyan Paz Eyl. 27, 2009 1:51 pm

» İDARİ KADRO
iki oduncu I_icon_minitimetarafından beyan Paz Eyl. 27, 2009 1:47 pm

» imama yardım edin sevaba girin
iki oduncu I_icon_minitimetarafından Admin Çarş. Mart 25, 2009 6:33 pm

» bilmeceler
iki oduncu I_icon_minitimetarafından darkness Çarş. Mart 25, 2009 12:30 pm

» kötü haber verme yolu çok komixxxxx
iki oduncu I_icon_minitimetarafından darkness C.tesi Ocak 24, 2009 8:56 pm

» ÖMER ÜNAL yağlı boya çalışmalarıdan örnekler
iki oduncu I_icon_minitimetarafından darkness C.tesi Ocak 24, 2009 8:51 pm

» Hitman DVDRip.XviD.(2007) / Tr Altyazı
iki oduncu I_icon_minitimetarafından Admin Ptsi Ara. 29, 2008 9:21 pm

» M.Ö. 10.000/10.000 B.C.(2008).R5.LiNE.XVID-BaLD/Altyazılı
iki oduncu I_icon_minitimetarafından Admin Ptsi Ara. 29, 2008 9:08 pm

» Road Games (1981) DvdripXvid
iki oduncu I_icon_minitimetarafından Admin Ptsi Ara. 29, 2008 9:00 pm

» Dalgıç ve Kelebek - The Diving Bell and the Butterfly 2008 DVDRip Tr Altyazı
iki oduncu I_icon_minitimetarafından Admin Ptsi Ara. 29, 2008 8:50 pm

Forum

 

 iki oduncu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin

Admin


Erkek
Mesaj Sayısı : 607
Yaş : 32
Nerden : sorgun
admin : iki oduncu Geveze10
Rep :
iki oduncu Left_bar_bleue51 / 10051 / 100iki oduncu Right_bar_bleue

puan ver : <div class="js-kit-rating" view="score"path="" title="" permalink=""></div><script src="http://js-kit.com/ratings.js"></script>
rep gücü : 1
Kayıt tarihi : 22/11/08

iki oduncu Empty
MesajKonu: iki oduncu   iki oduncu I_icon_minitimeCuma Ara. 05, 2008 9:31 am

Bundan yıllarca önce ülkenin birinde iki oduncu yaşarmış. Bu iki oduncu çok iyi arkadaşmışlar. Kasabanın yakınındaki ormanın kenarına yaptıkları evlerde kalırlar, her sabah birlikte ormana gidip odun keserler, odunları eşeklerine yükleyip kasabada satarlar, bir ihtiyaçları varsa alırlar, konuşa konuşa evlerine dönerlermiş. Bir gün bu iki oduncu kasabadan dönerken bir hiç yüzünden kavga etmişler. Ertesi sabah biri ormanın bir tarafına, diğeri öbür tarafına odun kesmeye gitmiş. Artık birbirlerini arayıp sormuyorlar, yolda karşılaşmamaya dikkat ediyorlarmış.

Odunculardan adı Ahmet olanı ormanda odun keserken, ağacın kovuğunda bir küp altın bulmuş. Çok sevinmiş. Hemen altınları evine getirip saklamış. O gün çok düşündüğü halde altınları ne yapacağına karar verememiş. Ertesi sabah arkadaşı şüphelenmesin diye yine odun kesmeye gitmiş. Aradan günler geçtiği halde soruna bir çözüm yolu bulamayan Ahmet, şu bizim Mehmet’e bir şaka yapayım, bakalım nasıl şaşıracak, diyerek bir keseye altın doldurup gece yarısı ormana gitmiş. Arkadaşının odun kestiği yerdeki bir ağacın dalına keseyi asmış. Sabah olunca ağacın dalında altın dolu keseyi gören Mehmet çok şaşırmış. “ Altın dolu kesesini saklamak isteyen biri getirip de böyle ağacın dalına asmaz. Kuşlar getirip bunu buraya bağladı desen o da olmaz. Yoksa bizim Ahmet…Tabii ya, neden olmasın. Demek ki, Ahmet ormanda çokça altın buldu. Birazını keseye doldurup, bu ağaca bağladı. Düşündüğüm doğru olabilir de, olmayabilir de. En iyisi durumu Ahmet’le konuşmak “ diye düşünmüş.

Çabucak odun kesip eşeğin sırtına yüklemiş ve kasabaya giden yola çıkıp Ahmet’i beklemeye başlamış. Aradan yarım saat geçmiş geçmemiş, Ahmet eşeğiyle karşıdan görünmüş. Mehmet, Ahmet’e durumu anlatmış ve bu altınları oraya kendisinin bırakıp bırakmadığını söylemesini istemiş. Ahmet yalan söylemesini sevmezmiş ama, bilmem, benim haberim yok, deyivermiş işte. Bunun üzerine Mehmet bulduğu altınlarla bugün kasabada ziyafet vereceğini söylemiş. Ahmet kasabaya varıncaya kadar ne kadar dil döktüyse de, Mehmet’i kararından vazgeçirememiş. Birlikte odunları sattıktan sonra Mehmet bir tellal tutmuş ve kasabalıları meydanda vereceği ziyafete çağırmış. Meydana masalar kurulmuş, yenilmiş, içilmiş, oyunlar oynanmış, neşe içinde ziyafet tamamlanmış. Akşamüstü Ahmet ile Mehmet eşeklerini önlerine katıp evlerine dönmüşler.

Ahmet o gece bir türlü uyuyamamış. Yatağında bir o yana, bir bu yana dönmüş, durmuş. Mehmet’in bir kese altını boş yere harcamasına şaşıyormuş. Gece yarısı aniden aklına bir fikir gelmiş. Mehmet belki bir kese altını keşke harcamasaydım diye düşünüyordur. Belki yaptığına pişman olmuştur. Eğer yarın bir kese altın daha bulursa kesinlikle aynı şeyi yapmaz, kendi ihtiyacı için kullanır. Ahmet üşenmeden kalkmış, bir keseye altın doldurup ormana gitmiş. Mehmet’in odun kestiği yerdeki bir ağacın dalına keseyi asmış. Sabah olunca Mehmet keseyi bulmuş. Ahmet’in yalvarmasına, çırpınmasına aldırış etmeden kasabada bir ziyafet daha vermiş. Ahmet o gece hiç uyuyamamış. Bütün gece evin içinde dönmüş, durmuş. Hırsından ne yapacağını bilmez haldeymiş. Ertesi gün öğle üzeri ne kadar altını varsa eşeğine yükleyip kasabanın aksi istikametinde bir yola girmiş ve rastladığı ilk şehirde tam iki yıl her gün şölen düzenleyerek, ziyafet vererek eğlenceli bir hayat yaşamış. Altınlar bitince eşeğine binerek evine geri dönmüş.

İki oduncu tekrar birlikte odun kesmeye başlamışlar. Aradan aylar geçmiş, fakat ne Ahmet Mehmet’e iki yıl süresince nerede olduğunu, ne yaptığını anlatmış, ne de Mehmet Ahmet’e bunları sormuş. Günlerden bir gün kasabadan dönerken yine bir hiç yüzünden kavga etmişler. İki oduncunun yolları ayrılmış. Biri ormanın bir tarafında, diğeri öbür tarafında odun kesmeye başlamış. Bu sefer Mehmet bir ağacın kovuğunda bir küp altın bulmuş. Altınları nasıl harcayacağını düşünürken aklına Ahmet gelmiş. Bir gece Ahmet’in odun kestiği yere bir kese altın bırakmış. Ahmet ertesi gün kasabada ziyafet vermiş. Bir iki derken, Mehmet kızmış, eşeğine binip uzak bir şehre gitmiş. İki yıl her gün ziyafet verip altınların hepsini bitirmiş, evine geri dönmüş. İki oduncu yine barışmışlar, birlikte odun kesmeye başlamışlar.

Aradan uzun yıllar geçmiş. Bu arada, iki oduncunun eşekleri ölüp gitmiş. İki oduncu ihtiyarlıklarında kasabaya sırtlarında odun taşırlarken, yıllar önce buldukları birer küp altınla birbirlerine nasıl oyun yaptıklarını ballandıra ballandıra anlatmışlar.

Yazan: Serdar Yıldırım
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sorgunlisesi.eniyiforum.net
 
iki oduncu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SORGUNLİSESİ FORUM :: OYNA, EĞLEN, GÜL VE BİLGİLEN :: okuma salonu :: masallar-
Buraya geçin: